Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar

Konusu 'Serbest Bölüm' forumundadır ve AHMET ESEN tarafından 16 Aralık 2009 başlatılmıştır.

  1. AHMET ESEN

    AHMET ESEN Active Member Üye

    Sigorta

    İngiliz Büyükelçisi, eski Türk evlerinin dış duvarlarına asılan “Ya Hafiz”(Muhafaza Eden Rabbimiz) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşaya bunların ne olduğunu sormuş.
    Fuad Paşa İngiliz’in tam anlayacağı dille cevap vermiş.
    – O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır.

    La Havle Vela Kuvvete

    Meşhur Cimri Paşa atlarının arpa yemesi gerektiğini söyleyen seyislerine kızar ve her seferinde “La Havle” çekermiş.
    Bir gün arabasının atları dermansızlıktan yığılıp kalınca, hiddetle sormuş.
    - Atlarıma ne oldu?
    Seyis, cevabı yapıştırmış:
    - Ne olacak efendim “La Havle” yiye yiye “Vela kuvvete” oldular.

    Mesele Getirme de

    Rusya sefiri meşhur İgnatiyef memleketine giderken veda için geldiği Yusuf Kamil Paşa’ya:
    -’Efendimize Rusya’dan ne getireyim?’ demesiyle Paşa:
    -‘Bir mesele getirme de, ben hiçbir şey istemem’ dedi.

    Kendimize Benzettik

    Bir sohbet sırasında Arif Nihat’a;
    - Eğilir, bükülür, katlanır, istenilen şekle kolayca sokulur bir cam keşfedilmiş, derler.
    Arif Nihat buna şöyle cevap verir:
    - Desenize eninde sonunda camı da kendimize benzettik.

    Namaz

    Vehbi Karakaş hocaya gençlerden biri:
    - Hocam gündüz işteyim. O gün kılamadığım namazlarımı akşam eve dönünce kaza etsem olmaz mı? Diye sorunca:
    - Sen askersin farzedelim. Komutan sana günde beş defa haber gönderse, sen gitmeyip de akşam komutanının huzuruna çıksan, üst üste üç selam veya beş selam çaksan olur mu? Der.

    At Nalı

    Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan O. Demirci Hocaya:
    - Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
    Demirci hoca:
    - Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. Onlardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar.

    Ne Diye Bindin

    Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken yanına biri yaklaşıp:
    - Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik.
    Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
    - Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş. Yüzerek geçsene karşıya.

    İstanbula Dönüşünü

    Yahya Kemal’a “Ankara’nın en çok hangi tarafını seviyorsunuz” diye sorduklarında şu cevabı vermiş:
    -İstanbul’a dönüşünü.

    Yahudiler

    Necip Fazıl Kısakürek, “Yahudiler hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu cevabı vermişti.
    - Yahudiler mi dediniz? Onlar yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe veren lanetlilerdir.

    Uçan Tabak

    Gökyüzünde birtakım uçan cisimlerin görüldüğü iddia edildiğinde, bunlara ilk önce “uçan tabak” adı veriliyormuş. Nizamettin Nazif, bu esrarengiz olay hakkında Prof. Salih Murad’ın fikrini sorarak: – Ne dersiniz, hocam? demiş. Bu uçan tabaklar sizce gerçek midir? Ve daha önce görülmüş müdür? Profesör:
    - Elbette gerçektir, diye gülümsemiş. Karı koca arasında sık sık görülür.
     
  2. DoganBeq

    DoganBeq Active Member Üye

    Sigorta

    İngiliz Büyükelçisi, eski Türk evlerinin dış duvarlarına asılan “Ya Hafiz”(Muhafaza Eden Rabbimiz) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşaya bunların ne olduğunu sormuş.
    Fuad Paşa İngiliz’in tam anlayacağı dille cevap vermiş.
    – O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır.

    bu eyi laf:D eline saglık ahmet
     
  3. p a r s

    p a r s New Member Üye

    abi eline sağlık ya hepsi muhteşemdi :D :D :D
     

Sayfayı Paylaş